3 Nisan 2012 Salı

son derste konuştuklarımız

iki kişi aynı fotoğrafa bakıyor. Fakat farklı yorumluyor. Farklı anlamlar çıkarmalarına etki eden faktörler nelerdir?

Aynı fotoğrafa, aynı insan, farklı zamanlarda bakıyor. Farklı zamanlarda, aynı fotoğraf, farklı duygusal tepkilere yol açıyor. Neden olabilir?

Bir film ya da herhangi bir görsel, tek kullanımlık mıdır? Bir kere bakar/ izler ve kenara mı atarız? Tekrar tekrar izler ve her seferinde yeni anlamlar mı keşfederiz?
Görseller tüketilir mi?
Hangi görseller daha kalıcıdır?

Son derste bunları konuşmuştuk.
Ve bahsi geçen bazı filmler şunlardı:

- İspanyol yönetmen Carlos Saura'nın TANGO filminde renk kullanımının psikolojik etkileri
http://www.youtube.com/watch?v=YUhYnD3yOGI

-Christopher Nolan'ın,
hafıza üzerine ilginç bir kurgusu olan, sondan başa ilerleyen MEMENTO filmi;

- İsviçreli yönetmen Jean-Luc Godard'ın yeni filmi Sosyalizm

-
Jean-Luc Godard'ın 1993 tarihli Je Vous Salue, Sarajevo (“Selam sana, Saraybosna” ya da “Seni selamlıyorum, Saraybosna”) isimli kısa filmi.
İki dakika on beş saniyelik bu kısa film, toplam iki adet fotoğraf karesinden oluşuyor.
Kelimelerin görsellerin algısına etkisine bakabileceğimiz bu örneği şu bağlantıdan izleyebilirsiniz:
http://www.youtube.com/watch?v=ItEHvYi8KZI

- Ayrıca bir arkadaşınız, Vanilla Sky filminde renk kullanımına dikkat çekti

-

karıştırmayın, düşünün

arkadaşlar,
önemli bir hatırlatma:

gestalt'ın temel yaklaşımını /mantığını anlamaya çalışırken,
parça-bütün ilişkisi üzerine konuştuk. organize parçaların daha akılda kalıcı olması üzerine konuştuk... gestalt kuramı, zaten "bütünün algısı" üzerine kurulu. gestalt kuramı, bütünün parçaların toplamından daha farklı, daha kapsamlı, daha fazla olduğu olgusu üzerine temellenmiştir. bununla ilgili bir post blogda mevcut. bütün algısı, parça-bütün ilişkisi üzerine konuştuklarımız, bu kuramın ana prensipleri. temel yaklaşımı. perspektifi. bakış açısı.

gestalt yaklaşımını bir kez anladıktan sonra,
yakınlık, benzerlik, vb. ise,
görsel gruplamanın neye göre yapıldığını incelediğimiz başlıklar...
yakınlık, benzerlik, kapalılık vb. bunlar gestalt görsel gruplama ilkeleri diye adlandırılıyor tasarım kitaplarında.
bu nedenle, bununla ilgili blogda BAŞKA bir post mevcut.

anlamadan ezber mantığıyla yaklaşırsanız, aklınız karışır.
anlamaya çalışarak yaklaşırsak, taşlar yerine oturur...

2 Nisan 2012 Pazartesi

AKVARYUM animasyonu ve bazı sorular...

https://vimeo.com/4103825

Denizcan Yüzgül'ün AKVARYUM isimli animasyonunu bu adresten izleyebilirsiniz.
Merakı nasıl canlı tuttuğuna dikkat edin. Görsel dilde sürekliliği nasıl sağladığına da...

Konuşma olmaksızın görseller bizimle nasıl konuşur?
Nasıl iletişim kurar?
Ses, görsellerin anlamını nasıl değiştirir?

Peki çevremizi saran tüm görseller, hergün, her an bize ne diyor? Ne kadarını algılıyoruz? Neyi algılamayı seçiyoruz? Zihnimiz, bize devamlı türlü mesajlar ileten görsel dünyaya nasıl tepki veriyor? Bilinçli miyiz bu konuda? Neye bakmayı seçiyoruz? Ne düşünüyoruz? Görseller te kullanımlık mı? Bir film, seyredince tükenir mi? Bir resim, bir kerelik bakma ile biter mi? Görsel algılama süreci, niçin dinamiktir diyoruz? İnsan, görerek neyi ve nasıl inşaa eder?

ayrıca 2...

denge kavramına sosyal açıdan yaklaşan ve görselleştiren animasyon,
mecliste bir koltuk kavgasına tepeden bakan animasyon,
boğa-matador ilişkisinde farklı bakış açıları sunan matador isimli animasyon,
denizcan yüzgül'ün merakımızı canlı tutan "akvaryum" isimli animasyonu...
"forget" isimli müzik videosunda biçim -içerik ilişkisi ...
parkur isimli animasyon... duvarda tek tek çizimlerden oluşan hareket ve devamlılık...

neler izledik. neden izledik? hatırlayın.

ayrıca...

marcel duchamp / "fountain" 1917
john heartfiled / "adolf, the superman"
rodchenko, bakış açısının farklılaştığı fotoğrafları
kendini yakan budist rahip,
tankların önünde tek başına duran adam...

hatırladınız mı?
bu görüntülere niçin baktık?

biçimsel yaklaşım, anlam açısından yaklaşım, yorum farkları

şu noktanın altını bu blog aracılığıyla yeniden çizmek istiyorum:

dersimiz bağlamında görsellere yaklaşımımız iki türlüdür.

1. biçimsel açıdan / şekil, büyüklük, renk, vb.

2. anlam açısından / içerik, bağlam, yorumlama

Bir görsel, farklı insanlar tarafından niçin farklı yorumlanır?
Algımızı etkileyen zihinsel faaliyetler nelerdir?
Buna cevap ararken söz ettiğimiz bazı noktalar ise şöyle:


hafıza, bellek, geçmiş... Memory (The Past Affects the Present)
yansıtma... Projection (Giving Objects Added meaning--Tarot Cards)
beklenti...Expectation (Assumptions About What Must Be Present)
seçicilik ...Selectivity (Active Looking)
alışkanlıklar...Habituation (Normal Appearances Can Dull Vision)
–göreceli önem derecesi... Salience (Relative Importance to the Viewer)
uyumsuzluk .... Dissonance (Distractions--Noise, Personal Problems, Temperature)
kültür.... Culture (What and How We Learn to Get By)
kelimeler/ açıklama... Words (Explanations Are Always Needed)

arnheim, görsel güçler, dinamik algı

Görsel güçlerden ne zaman bahsettik?


"GÖRSEL DENEYİM DİNAMİKTİR" derken bahsettik...


Rudolf Arnheim (film ve sanat kuramcısı, psikolog) der ki:

Algıladıklarımız, yalnızca objeler, renkler, biçimler, hareketler, ve farklı büyüklüklerden oluşan bir düzenleme değildir.


Algılanan şey, öncelikle, YÖNLENDİRİLMİŞ GERİLİMLERİN İÇ İLİŞKİLERİDİR ( INTERPLAY OF DIRECTED TENSIONS ). Bu gerilimler ya da çekimler, algılanan nesenede ya da tasarım elemanında, büyüklük, şekil, konum ya da renk özellikleri halinde mevcuttur.

Belli bir ŞİDDET ve YÖNe sahip olduklarından, bu gerilimler psikolojik GÜÇLER olarak betimlenebilir. (Because they have MAGNITUDE and DIRECTION, these tensions can be described as psychological FORCES.)

GÖrsel algının dinamik bir süreç olmasının nedeni:

Gözümüzle algıladıklarımız, sadece nesneler renkler ve şekiller ile yapılmış farklı düzenlemeler değildir. Belirli “YÖN”lere sahip gerilimlerin birbirleriyle ilişkisi denge ya da kararsızlık yaratır.

Görsel bir unsura ait büyüklük, şekil, konum, renk vb. Hepsi birer GÖRSEL GÜÇ tür.

Farklı görsel güçlerin algılanması, görme ve algılama sürecindeki dinamizmi oluşturur.

“Günlük hayatımızda çevremize bakarken herhangi bir nesneyi görüş açımız içinde konumlandırdığımız yer, o nesneye bizim görüş açımız içinde zayıf ya da kuvvetli bir görsel güç yükler. Nesneye yüklenen bu görsel güç,görüş açısı içinde nesnenin bulunduğu yer ve nesnenin diğer nesnelerle olan ilişkileri sonucunda ortaya çıkar.”
-Levend Kılıç: Görüntü Estetiği

dersi bahsi geçenlerden: Krzysztof Kieslowski

Polonyalı film yönetmeni Krzysztof Kieslowski’nin “Trois Couleurs: Bleu (Üç Renk: Mavi)”sinden söz ettik.
Filmde renk kullanımı. Ve rengin psikolojik etkisi. Yarattığı anlam katmanı.
Mavi, mesafeli bir soğukluk çağrıştırıyor bu filmde. Özgürlük üzerine düşünmeye çağırırken, filmin ana karakterinin ruh hali ile ilişkili bir şekilde mavinin tonları kullanılıyor...

Üç Renk: Mavi (Özgün adı: Trois Couleurs: Bleu)
Adlarını Fransız bayrağının renklerinden alan üçlemenin diğer iki filmi ise, Üç Renk: Beyaz ve Üç Renk: Kırmızı'dır.

şekil-zemin ilişkisinde farklılaşmalar


sabit şekil- zemin ilişkisi - stable
(hangisinin şekil, hangisinin zemin olduğu sabit)

değişken - reversible
(şekil olarak algılanan, aynı zamanda zemin olarak da algılanabiliyor. zemin olarak algılanan, aynı zamanda şekil olarak da algılanabiliyor. şekil-zemin algısı yer değiştiriyor.)

muğlak - ambiguous
(hangisi şekil, hangisi zemin belirsizleşmiş. bütünün algısı baskın.)

Gestalt Algısal Gruplama İlkeleri

tekrar:

Şekil – Zemin İlişkisi

(Figure – ground relationship)

Görsel algı, temel olarak şekil (obje, nesne) ve zemin (fon) arasında ayırt edilmeyi sağlayan ilişkiye dayanmaktadır. Göz ve beyin, bir nesneyi algılamak için çevresinden ayırmaya çaba gösterir.

Şekil ve o şeklin yer aldığı zemin (arka plan) arasında zıtlık etmeninin farklı kullanımı ile algıyı kolaylaştırmak ya da zorlaştırmak mümkündür. Görsel elemanlar, ya figür (odaklanılan nesneler) ya da zemin (algılanan görüş alanının kalanı) olarak algılanırlar. Bir nesnenin net olarak algılanabilmesi için fonun algıyı kısıtlayıcı olmaması gerekir. Fonun objeyle etkileşmesi algıyı bozar.

Yakınlık (Proximity)

Birbirine yakın konumlanmış elemanların “grup” olarak algılanması

Benzerlik ya da Benzeşme Ayrışma (similarity)

Sayfa üzerindeki biçim olarak birbirine belli bir yönden benzeyen elemanların bir grup olarak algılanması (belli bir açıdan benzer olan elemanlar bir bütün olarak okunur.)

Kapalılık (Closure)

Tamamlanmamış görsel elemanlar belli bir şekli oluşturuyor ya da bir bütünü tamamlıyor gibi algılanır (göz tamamlar)

Süreklilik ya da Devamlılık (continuity – good continuation)

İnsan algısı, uzanan bir şekli, yönelimine göre bitiş noktasından devam ettirme eğilimindedir. (Kapalılık etkisi ile de ilgilidir.)

Ortak Hareket ya da Ortak Kader (common movement or common fate)

Aynı davranışı sergileyen (aynı hareket, aynı yön) elemanlar grup olarak algılanır.

derste bahsi geçenlerden: JOHN BERGER / görme biçimleri

John Berger
Görme Biçimleri
John Berger ile yapılan BBC televizyon dizisinden
Özgün adı: Ways of Seeing
Çeviri: Yurdanur Salman
Hazırlayan: Sven Blomberg, Chris Fox, Michael Dibb, Richard Hollis
Kitabın Baskıları:
İlk Basım: 1978
17. Basım: Ekim 2011

JOhn BErger, "GÖRME BİÇİMLERİ"nin yazarı. Görme Biçimleri (WAYS OF SEING), gördüklerimizi nasıl algıladığımızı açıklamaya çalışan bir kitap. Farklı bakmak üzerine...
Görseller bizimle nasıl konuşur? Biz görselleri nasıl OKURUZ? Aynı görsel, farklı zamanlarda nasıl farklı yorumlanabilir?
Sanat tarihi, reklamların dili, toplumda kadının yeri... HEpsi, "görmek" bağlamında bu kitapta...

Kİtaptan bir alıntı:

"Görme konuşmadan önce gelmiştir. Çocuk konuşmaya başlamadan önce bakıp tanımayı öğrenir.Ne var ki başka bir anlamda da görme sözcüklerden önce gelmiştir. Bizi çevreleyen dünyada kendi yerimizi görerek buluruz. Bu dünyayı sözcüklerle anlatırız ama sözcükler dünyayla çevrelenmiş olmamızı hiçbir zaman değiştiremez. Her akşam güneşin batışını görürüz. Dünyanın güneşe arkasını dönmekte olduğunu biliriz. Ne var ki bu bilgi, bu açıklama gördüklerimize uymaz hiçbir zaman. Gerçeküstücü ressam Magritte Düşlerin Anahtarı adlı resminde sözcüklerle görülen nesneler arasında her zaman var olan bu uçurumu yorumlamıştır.
Düşündüklerimiz ya da inandıklarımız nesneleri görüşümüzü etkiler. İnsanların Cehennem'in gerçekten var olduğuna inandıkları ortaçağda ateşin bugünkünden çok değişik bir anlamı vardı kuşkusuz. Gene de onlardaki bu cehennem kavramı –yanıkların verdiği acıdan olduğu ölçüde– ateşi her şeyi yutan, kül eden bir şey olarak görmelerinden doğmuştur...."

ilgilenenler için 2009 tarihli bir JOhn Berger yazısı... Gazze üzerine bir rüyası...
http://www.bianet.org/bianet/dunya/111979-john-berger-gazzeyi-anlatiyor-aglayan-bir-yer

daha da ilgilenenler için JOHN BERGER belgeseli:
http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=LnfB-pUm3eI

Algısal Örgütleme İlkeleri / Şekil -Zemin İlişkisi

Şekil – Zemin İlişkisi

(Figure – ground relationship)

Görsel algı, temel olarak şekil (obje, nesne) ve zemin (fon) arasında ayırt edilmeyi sağlayan ilişkiye dayanmaktadır. Göz ve beyin, bir nesneyi algılamak için çevresinden ayırmaya çaba gösterir.

Şekil ve o şeklin yer aldığı zemin (arka plan) arasında zıtlık etmeninin farklı kullanımı ile algıyı kolaylaştırmak ya da zorlaştırmak mümkündür. Görsel elemanlar, ya figür (odaklanılan nesneler) ya da zemin (algılanan görüş alanının kalanı) olarak algılanırlar. Bir nesnenin net olarak algılanabilmesi için fonun algıyı kısıtlayıcı olmaması gerekir. Fonun objeyle etkileşmesi algıyı bozar.

gestalt / algısal gruplama

Dersimizde, en çok duyduğumuz kelime, Gestalt. Gestalt kelimesi, “stellen” – yerleştirmek, düzenlemek fiilinden gelir. Biz niçin Almanca bir kelime ile ilgileniyoruz? Çünkü görsel algıya, psikoloji tabanlı bir yaklaşımın adı Gestalt.


“Gestalt Algı Psikolojisi”, 1920'lerde Alman psikologlar tarafından geliştirilen görsel algı teorilerine işaret eder. Algıyı, dinamik bir süreç olarak ele alır. Bu yaklaşım, görsel algımızın özelliklerini kategorilendirmeye çalışır.


Görsel algı sürecinde beyin, gözümüzün duyumladığı çeşitli seviyelerdeki enerjiyi (enerji, dersimiz bağlamında görüntüye denk düşüyor), çeşitli kurallara göre gruplar. Bu gruplama / organize etme süreci, görsel algiıyı dinamik ve yaratici bir sürece dönüştürür.

Görsel algılama sürecinde, gözümüze çarpanlar örgütlenir /organize edilir /gruplandırılır.

Gestalt kuramının Görsel algı alanında cevabını irdelediği soru şudur:

İnsan gözü görsel deneyimleri nasıl organize eder ve algılar? (gruplandıma ve ilişkilendirme)



Gestalt Kuramı. Görsel Gruplama İlkeleri.


Temel olgular:

1. Görsel bir imajın parçaları, farklı bileşkenler şeklinde çözümlenebilir ve değerlendirilebilir.


2. Görsel bir imajın tamamı, onun parçalarının toplamından farklı ve daha kapsamlıdır. Başka bir deyişle: Bütün, tek tek parçaların toplamından daha farklı ve daha kapsamlıdır.

3. Organize bütünler, birbirleriyle ilgisiz parçalardan çok daha kolay öğrenilip akılda tutulurlar. (Bu etki, bütünlük ya da birlik – unity- ilkesi olarak da adlandırılıp Gestalt ilkeleri arasında da sayılabilir.) Organize bütünlerdeki bütünlük etkisinin tersi, tamamlanmamışlık ve fragmantasyon (parçalanma)dır.



tasarım ile ilgilenen öğrenciler için bir not

Mesajını görseller kullanarak iletmek isteyen bir kişi, görsel bilginin nasıl düzenleneceği ile ilgilenir. Görsel malzemeleri, mesajı hedef kitleye en etkili şekilde iletecek doğrultuda seçer ve düzenler.

Görsel algı sürecinde, gördüklerimizi nasıl gruplandırdığımız ve ilişkilendirdiğimizi incelemek, bize daha etkili tasarımlar yapabilmek için araçlar sunar.

"Tasarım ilkeleri" dediğimiz, ezberlenecek / tepeden inme ilkeler değildir. Bu ilkeler, görsel algımızın doğasına ait özelliklerdir.

-görsel hiyerarşi (algı sırası; tasarımı oluşturan parçalar arasında algı sırasının tasarımı)
-denge (simetrik ve asimetrik denge)
-görsel süreklilik ( yön, hareket ve ritmin süreklilik sağlayacak şekilde düzenlenmesi)
-vurgu-çekicilik (vurgu noktası, kontrast, figür-arka plan ilişkisi)
-uyum-görsel bütünlük

GÖRSEL ALGI DİNAMİK BİR SÜREÇTİR

Şu cümleyi bolca duyduk dersimizde:
"GÖRSEL ALGI DİNAMİK BİR SÜREÇTİR."
düşünün. neden?

Gördüklerimizi, algılama süreci boyunca biz inşaa ederiz.

Gözümüze çarpanların ne anlama geldiği, bize ne söylediği, ne hissettirttiği, ne düşündüğü üzerine konuştuk... Aynı filmi izleyen farklı izleyiciler düşünün. Filmden çıkmışlar. Üzeirne konuluyorlar. Filmin mesajını, hepsi farklı yorumluyor. Niçin?

derste bahsi geçenlerden: Maurice Merleau-Ponty

Maurice Merleau-Ponty ile tanışın...

"algılanan dünya, yalnızca doğal şeylerin bütünü değildir, tablolardır da, müziklerdir, kitaplardır, almanların bir "kültür dünyası" dedikleri her şeydir aynı zamanda. kendi ufkumuzu daraltmak ya da kendimizi taşla suyla sınırlamak şöyle dursun, algılanan dünyanın içine sokulmakla sanat yapıtlarını, dili ve kültürü bütün o özerklikleri ve temel zenginlikleri içerisinde düşünmenin yolunu bulmuş oluyoruz." (Maurice Merleau-Ponty ; "algılanan dünya", metis yayınları, sayfa 68)

görsel sanatlar alanında çalışan insanları, algı üzerine çalışmalarıyla yakından ilgilendiren bir felsefeci.
Görmek, algılamak ve anlamlandırmak üzerine felsefi bir yaklaşımdan bahsettiğimiz için, ondan bahsetmemiz de çok doğal...
Fenomenoloji (görüngübilim) alanında çalışıyor.

Mesela hangisi
Maurice Merleau-Ponty'nin eserlerinden biridir diye sorsam, okuduğunuz kitabın başlığı spor ya da siyaset vb. ile ilgili ise Maurice Merleau-Ponty yazmıştır demezsiniz...



"Şunu söylemekle, herkesin bildiği bir gerçeği yinelemiş oluyoruz: ressamın dünyası, gözle görülür dünyadır, yalnızca odur; bu, bir bakıma çılgın bir dünyadır, çünkü kısmi kalmakla birlikte bütünlüğe ulaşmış bir dünyadır. Resim, görme ediminden başka bir şey olmayan bir coşkuyu uyandırır, bunu en yüksek gücüne ulaştırır, çünkü görmek uzaktan sahip olmaktır ve resim bu tuhaf sahiplenmeyi, Varlık'ın -içine girebilmek, ona katılabilmek için kendilerini görünür kılmak zorunda olan- tüm görünümlerine yayar."

YAZAR:
Maurice Merleau-Ponty / "Göz ve Tin"
Kaynak: Sanat Yapıtı, Beatrice Lenoire, Çeviri:Aykut Derman, Yapı Kredi Yayınları.


Okumanızı tavsiye edebileceğim bazı eserleri:

"Göz ve Tin"
http://www.metiskitap.com/Metis/Catalog/Book/4393


Algılanan dünya

http://www.metiskitap.com/Catalog/Book/4630

''algının fenomenolojisi'' (1945),
''insancılık ve şiddet'' (1947),
''anlam ve anlamsızlık'' (1948),
''görünen ile görünmeyen'' (1964)

duyum ile algılama arasındaki fark

Dünyayı, duyu organlarımız yolu ile algılarız. (Görmek, işitmek, dokunmak, tat almak, koklamak)

Görsel uyarıların göze ulaşması, “görsel duyu” sürecidir. Bu uyarının anlamı ise, “görsel algı” sürecinin bir sonucudur. Uyarının fiziksel dünyadan göze ulaşma süreci “duyum”, bu duyumların yorumlanıp kavranması (anlamlı hale getirilme süreci) “algı”yı ilgilendirir.

Bir fotoğrafın göze çarpması, duyum iken; bu fotoğrafın kime ve neye ait olduğunun bilinmesi algıdır.

Bir sesin duyulması duyum; bu sesin kime ya da neye ait olduğunun bilinmesi algıdır. Duyum olmadan (uyarılar duyu organlarımıza ulaşmadan) algılama gerçekleşemez. Duyum, algılamanın ön şartıdır. Aynı uyarılar çok farklı insanlara çok benzer seviyelerde ulaşabilir.

Yalnız aynı uyarıların farklı insanlar tarafından algılanma şekilleri birbirinden çok farklıdır. Görsel algıda da aynı durum geçerlidir.

Aynı görsel malzemenin farklı insanlar tarafından farklı anlamlandırılmasının sebebi algılama sürecine etki eden faktörlerdir. (Kültürel faktörler, zihinsel faaliyetler, vb.) Her görsel deneyimin sinir sistemimizde fizyolojik bir karşılığı vardır.

sorularınız cevaplanır

dersi takip edip not almış olanlar,
sorularınız varsa lütfen hemen yollayın. cevaplayayım.
sevgiler...

görsel iletişimi konuşurken: basamak basamak iletişim...

merhaba Sevgili görsel algı öğrencileri,
görsel iletişim basamakları:
kaynak-mesaj-kanal-alıcı ve alıcıdan kaynağa geribildirim

lütfen bunu bir film ya da bir afiş üzerinden düşünün
bir afiş aracılığıyla, izleyici-hedef kitleyle görsel bir iletişim kurmayı nasıl başarırsınız?
bir film yapıp, hiç tanışmadığınız insanlarla filminiz yolu ile iletişim kurabilir misiniz?
yaşanan şeye ne zaman iletişim denir? ne zaman iletişim gerçekleşmez?

iletişim basamaklarını konusurken, şifreleme, şifreyi çözme-deşifre etme,
yorumlama,
ne zaman iletişimin sağlanamadığı (geribildirim olmaması; kanala ya da anşama özgü parazit / gürültü)
gibi konulardan bahsettik.
kaba hatları ile böyle...

27 Mart 2012 Salı

tekrar

görsel algı nedir? duyumdan farkı nedir?
görsel iletişimin basamakları nelerdir?
görsel algılama gerçekleşemiyorsa, mesaj kaynaktan çıktıktan sonra neler ters gitmiş olabilir? (iletişim şemasında "gürültü" / "parazit" neden kaynaklanıyor olabilir? ..... kaynaklanan ya da ..... kaynaklanan parazit)
şekil - zemin ilişkisinin görsel algı ile bağlantısı nedir?
şekil-zemin ilişkisi nasıl birbirinden farklılaşır?
algıyı kolaylaştırmak için şekil-zemin ilişkisi nasıl olmalıdır?
algıyı zorlaştıran bir şekil-zemin ilişkisi nasıl olabilir?
gestalt görsel gruplama ilkeleri nelerdir?
parça - bütün ilişkisi nedir? hangi örnekler üzerinden baktık; hatırlayın.
içerik ve bağlam farkı nedir?
izlediğimiz animasyonlarda bütünlüğü sağlayan unsurlar nelerdi?
algıda bir öncelik sırası yaratıyorsak, bunun tasarım dilinde karşılığı nedir?
görsel hiyerarşi nedir?
bir görseli algılama aşamasında, algımıza etki eden faktörler neler olabilir... algıya etki eden zihinsel faaliyetler...

simetri -asimetri

derslerde işlerine baktığımız / ismi geçen sanatçılardan bazıları:

Alexander Rodchenko. fotoğraflarına baktık. niçin? neye örnek olarak?
Marcel Duchamp." hazır yapıt" ına baktık. (readymade). niçin? ne üzerine konuşurken?
John Heartfield. fotomontajlarına baktık. neden? hangi dönemde yapıt vermiş? kimi/neyi eleştiriyor?

izlediğimiz animasyonlarda ağırlıklı olarak hangi görsel teknikler kullanılmıştı?
stop-motion, çizgi animasyon.

"denge" isimli animasyonda görsel dilde bütünlüğü sağlayan faktörler nelerdi?
"akvaryum" isimli animasyonda, izleyicinin ilgisini ve merakını canlı tutmak için başvurulan yöntemler nelerdi?

metafor nedir? görsel dilde niçin metafora başvurulur?



gestalt görsel gruplama ilkeleri


Yakınlık (Proximity)

Birbirine yakın konumlanmış elemanların “grup” olarak algılanması

Benzerlik ya da Benzeşme Ayrışma (similarity)

Sayfa üzerindeki biçim olarak birbirine belli bir yönden benzeyen elemanların bir grup olarak algılanması (belli bir açıdan benzer olan elemanlar bir bütün olarak okunur.)

Kapalılık (Closure)

Tamamlanmamış görsel elemanlar belli bir şekli oluşturuyor ya da bir bütünü tamamlıyor gibi algılanır (göz tamamlar)


Süreklilik ya da Devamlılık (continuity – good continuation)

İnsan algısı, uzanan bir şekli, yönelimine göre bitiş noktasından devam ettirme eğilimindedir. (Kapalılık etkisi ile de ilgilidir.)


Ortak Hareket ya da Ortak Kader (common movement or common fate)

Aynı davranışı sergileyen (aynı hareket, aynı yön) elemanlar grup olarak algılanır.