Dünyayı, duyu organlarımız yolu ile algılarız. (Görmek, işitmek, dokunmak, tat almak, koklamak)
Görsel uyarıların göze ulaşması, “görsel duyu” sürecidir. Bu uyarının anlamı ise, “görsel algı” sürecinin bir sonucudur. Uyarının fiziksel dünyadan göze ulaşma süreci “duyum”, bu duyumların yorumlanıp kavranması (anlamlı hale getirilme süreci) “algı”yı ilgilendirir.
Bir fotoğrafın göze çarpması, duyum iken; bu fotoğrafın kime ve neye ait olduğunun bilinmesi algıdır.
Bir sesin duyulması duyum; bu sesin kime ya da neye ait olduğunun bilinmesi algıdır. Duyum olmadan (uyarılar duyu organlarımıza ulaşmadan) algılama gerçekleşemez. Duyum, algılamanın ön şartıdır. Aynı uyarılar çok farklı insanlara çok benzer seviyelerde ulaşabilir.
Yalnız aynı uyarıların farklı insanlar tarafından algılanma şekilleri birbirinden çok farklıdır. Görsel algıda da aynı durum geçerlidir.
Aynı görsel malzemenin farklı insanlar tarafından farklı anlamlandırılmasının sebebi algılama sürecine etki eden faktörlerdir. (Kültürel faktörler, zihinsel faaliyetler, vb.) Her görsel deneyimin sinir sistemimizde fizyolojik bir karşılığı vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder